K - Bitki Kütüphanesi

Bitkiler, insan oğluna sunulmuş bir hediyedir. Beslenmenin en temel kavramını oluştururlar ve bitkileri yakından tanımalıyız. K Harflerindeki bitkileri tanıyalım.

K

• Kabak - Cucurbita. (Bitki cinsi): Kabakgiller familyasından, meyveleri bol lifli bir bitkidir. Kabak bağırsakları tembel olanlar için tercih edilmesi gereken yiyeceklerdendir.  Potasyum, fosfor, kalsiyum, magnezyum, sodyum , demir gibi madensel elementler içerir. Kabak bedeni temizler, sinirleri yatıştırır. Besin değerinin kaybolmaması için kabağı buğuda pişirmek önerilir.  Kabak çiğ olarak rendelenip salatalara da katılabilir. Kabak çekirdeğinin iç kısmında rezin, sabit yağ ( 45-50) steroller ve etkili madde olarak kukurbitin isimli bir amino asit bulunmaktadır. Bu bileşiğin miktarı, türe ve varyeteye bağlı olarak 0.5-2 arasında değişir.

 
• Kafur ağacı - Cinnamomum camphora. (Ağaç türü): Defnegiller familyasından, vatanı Güney Çin, Güney Japonya ve Formoza gibi uzak Doğu olan, 20-30 m uzunluğa ulaşabilen, tabii ormanlar meydana getiren ağaç türüdür. Kafur ağacı uzun yıllar yaşar (2000 yıl) yaşar. Tropik bölgelerde kültürü yapılır. 20-25 yaşlarındaki ağaçların odunu kesilip, uçucu yağ elde edilir. Bu uçucu yağ soğukta bekletilince kafur kristallenerek çöker, süzülerek temizlenir. Tablet veya prizmatik kristaller halinde ticarete çıkarılır. Tabii kafur, monoterpenik bir maddedir. Suni kafur rasemiktir ve pinenden çeşitli işlemlerle hazırlanır. Kalp, solunum antiseptiği olarak, çoğunlukla yağlı enjeksiyonları halinde kullanılmaktadır. Akciğer ve solunum yollarında antiseptik bir etki yapar. Bu sebeple kafur taşıyan preparatlar buğu olarak veya kafur merhemleri, göğüs ve sırta sürülerek kullanılır.  Kafur, sabun ve selüloz sanayinde de kullanılmaktadır. Türkiye'de yılda 10-15 ton kadar kafur ithal edilmektedir. Tropik bölge bitkisi olduğundan, Türkiye'de yetiştirilememektedir.

 
• Kahve - Coffea. (Ağaç cinsi): Kökboyasıgiller familyasından Coffea cinsinde yer alan  bu ağacın meyve çekirdeklerinin kavrulup öğütülmesi ile elde edilen tozun su ya da süt ile karıştırılmasıyla yapılan bir içecektir. Kahve ağacının ilk bulunduğu yer Habeşistan'ın Kaffa yöresinin Arapça karşılığı qahwah dır. Araplar buğün bilinen kahveyi henüz tanımıyorken kelime keyif veren içki, şarap anlamında kullanılmaktaydı. Buğünkü anlamını 14. yüzyılda kazanmaya başlamıştır. Türkçe'de ''kahve'' ye dönüşmüş buradanda Avrupa'da cafe, caffe, koffie, coffe, kaffee şekline gelmiştir. Dikildikten sonra yaklaşık 3 yıl sonra meyve vermeye başlayan ve 30-40 yıl boyunca aralıksız meyve veren bir ağaçtır. Kahve çiçeği beyaz renktedir ve yasemin gibi kokar. Yengeç ve Oğlak dönencesi arasında tropikal iklimli bölgelerde ağırlıklı olarak tarımı yapılmaktadır. Brezilya kahve üetiminde dünya birincisidir. Onu Vietnam ve Kolombiya takip eder. Kahve içerdiği kafein madesinin uyarıcı niteliği yüzünden dikkat artırıcı ve stimülan özelliğe sahiptir. Ağrı kesicilerin etkisini 40 arttırmaktadır. 
 

• Kakao - Theobroma cacao. (Bitki türü):Ebegümecigiller familyasından, 4-8 m boyunda, çikolata yapımında kullanılan bir bitki türüdür. Doğal yetişme alanı Güney Amerika, Batı Afrika, Batı Hint adaları olmakla beraber, Tropiklerin genelinde yetiştirilmektedir. Theobromin adlı bir alkaloid eldesinde ve kakao yağı eldesinde kullanıldığı gib, kakaonun tohumları da çikolata yapımında kullanılmaktadır. Kakao ağacının doğal yetişme alanları And Dağları'nın etekleri ve Amozon ve  Orinoco ırmaklarının havzalarının 200-400 yakınlarındaki yükseltiledir. Orta Amerikaya Mayalar tarafından getirildiği sanılmaktadır. Kakao dünya çapında 70 bin kilometrekarenin üzerinde bir ekim alanına sahiptir. Kakao ağacının tohumları ya hemen ya da bir süre sonra mayalandırılır ve ardından kurutulur. Böylece tohumun acı lezzeti kaybolur ve hoş koku meydana gelir. Bu taneler kavrularak un haline getirilip yağı alınır. Sonra tekrardan öğütülerek, toz halindeki kakao elde edilir. Kakao, sütle karıştırılıp içilir, ayrıca yağı alınmamış kakao tohumlarından çikolata yapılır. Günümüzde çikolata ile birlikte kakao tozu ve yağı en faydalı besinlerdendir.

 
• Kanarya otu - Senecio. (Bitki cinsi): Bileşikgiller ailesinden 10-30 cm boylanabilen silindir biçiminde, sarı renkli çiçekli, otsu bir bitkidir. Büyük karyaotu, ekin otu, yakup otu, küllüce otu gibi isimlerle bilinir. Doğada 2 türü bulunur. Adi kanarya otu, her yerde kolaylıkla yetişebilir. Avrupa kanarya otu ise yalnızca belirli bölgelerde bulunur, ancak  her iki tür kanarya otu da benzer etkilere sahiptir. Temmuz ve Eylül ayları arasında toplanarak kurutulur. Kanarya otunun meyvelerin içeriğinde; reçine, tanen, inulin, flavonol, uçucu yağ ve çeşitli alkaloidler bulunur. Köklerinde ise, senecionin ve senecin vardır. Doğal tedavilerde bitkinin  toprağın üstündeki kısımları kullanılır. Bitkinin kökleri zehirlidir ve kesinlikle tüketilmemelidir. Bağırsak kurtlarının düşürücü, yaraları iyileştirici, romatizmal ağrıları giderici, ishal, dizanteri ve kanamaları durdurmada etkilidir.

 
• Kara kavak - Populus nigra. (Ağaç türü): Söğütgiller familyasından, anavatanı Avrupa, Güneybatı ve Orta  Asya olan ve Türkiye'de doğal olarak bulunan bir kavak türüdür. 30 m'ye kadar bokylanabilir. İç Anadolu ve Batı Karadeniz bölümü doğal yayılış alanıdır. Ancak kolay üretildiğinden bütün bölgelerde yaygın bir şekillde yetiştirilmektedir. Çit bitkisi olarak kullanılır ve dere kenarlarında sıklıkla yetiştirilir. Çiçekler Nisan ayında açarken, tohumlar Haziranda tamamen olgunlaşır.

 
• Karaağaç - Ulmus. (Ağaç cinsi): Karaağaçgiller familyasının Ulmus cinsine ait ağaç türleridir. Dünya üzerinde ılıman iklim bölgelerinde Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya'da yayılış gösterir. Yapraklarını döken uzun ömürlü orman ağaçlarıdır. Dış darbelere dayanıklıdır. Kolay kolay kırılmaz. Odunları sert ve ağırdır. Park, bahçe, cadde kenarlarında süs bitkisi ve gölgelik olarak kullanılmaktadır. Suya dayanıklı odunu gemi yapımında kullanılır. Ayrıca; mobilya yapımı, vagon ve araba yapımında, kaplama yapımı (özellikle unulu ağaçlardan), kontraplak, parke, tornacılık, sandık, kutu, fıçı yapımında kullanılır.

 
• Karaağaçgiller - Ulmaceae. (Ağaç familyası): Süt içermeyen, iki evcikli ağaçları kapsayan bir çiçekli bitkiler familyasıdır.

 
• Karaçam - Pinus nigra. (Ağaç türü): Çamgiller familyasından 35-40 m boylanabilen bir çam türüdür. Karaçam ağaçları daha çok kıyı bölgelerinin yukarı kesimlerinde saf ya da karışık ormanlar kurar, hatta step bölgelerine kadar sokulur. Türkiye'de 2.527.685 hektar saf karaçam ormanı bulunmaktadır. Bu ağaçlar bol reçinelidir. Çam ağaçları bir çok ahşap yapımında kullanılır. Ayrıca gövdesinden elde edilen reçine çeşitli sektörlerde kullanılır.


• Kara dut - Morus nigra. (Ağaç türü): Dutgiller familyasından, 20-13 m'ye kadar boylanabilen, Asya kıtasına özgü bir dut türüdür. Yenilebilen meyveleri koyu mor ya da hemen hemen kara renkli, olgunlaşınca 2-3 cm uzunluğunda çok sayıda bileşik meyveden oluşur. Kalsiyum, demir, B1, B2 ve C vitaminlerini içeren, tadı ve görüntüsü ile harika bir şifalı bitkidir. Karadut tam bir enerji deposu olup, bağışıklık sisteminizin kuvvetlenmesi için, tam bir antioksidan deposu olduğundan tüketilmesi son derece faydalıdır. Bir çay bardağı kadar tüketeceğiniz karadut  bağırsak kurtlarının dökülmesinde etkilidir.


• Karanfil - Dianthus petraeus. (Bitki türü): Karanfilgiller familyasının Dianthus cinsinden karşılıklı, ensiz, sivri yapraklara sahip otsu bitkilerdir. Bahçe karanfili en ünlüsüdür. Bu karanfilin katmerli, yarı katmerli, alacalı ve hoş kokulu bir çok çeşidi vardır. Çiçekleri beyaz, pembe ya da kırmızı renktedir. Çok yıllık bir bitki olan bu karanfil türü kesme çiçek elde etmek için özellikle seralarda yetiştirilir ve çelikle üremesi sağlanır. Bahçe çeşitleri ise fideyle çoğaltılır ve iki yıllık ya da çok  yıllık bitkiler gibi yetiştirilir. Karanfiller çoğunlukla Kuzey yarı kürenin ılıman bölgelerinde, özellikle Akdeniz havzasında yetişen bitkilerdir. 80 kadar cinsi ve 2000 den fazla türü vardır. Karanfil çiçekleri balgam söktürücü ve öksürük kesici olarak infusyon ya da şurup halinde kullanılır.

  
• Karanfil (Baharat) - Syzygium aromaticum. (Ağaç türü): Karanfil baharatı Syzygium aromaticum ağacından elde edilirken, Karanfil çiçekleri Dianthus petraeus bitkisinden elde edilirler. İlk olarak Moluk adalarında bulunmuştur. Karanfil ağacı 4 mevsim yeşil kalır ve 10-20 m uzunluğa erişebilir. Anavatanı Endonezya olup, tüm dünya mutfaklarında baharat olarak kullanılır. Karanfiller, öncelikle Zengibar, Endonezya ve Madagaskar'da hasat edilir. Aynı zamanda Hindistan ve Sri Lanka'da da yetiştirilir. Karanfil ağacının çiçek tomurcuklarından elde edilen baharat, odunumsu, siyah renkli ve güzel kokuludur. Acımsı ve ekşi bir tada sahiptir. Hindistan'da yemeklerde çokça kullanılır. Avrupa'da daha çok turşu ve reçellere çeşni katmak amacıyla, bazende tatlılarda kullanılır. Çiğnendiğinde nefesi taze ve temiz tutar. Karanfil güzel kokusu sebebiyle ağız kokusuna karşı kullanılır. İçerdiği; Eugenol maddesinin etkisi ile hafif ve orta şiddette diş ve diş eti ağrılarına karşı lokal uyuşturucu olarak kullanım alanı bulunur. Anti bakteriyel etkisi vardır.

 
• Karayemiş - Prunus laurocerasus. (Ağaç türü): Gülgiller familyasından, küçük beyaz renkli çiçekler açan, daha çok rutubetli ve gölgeli yerlerde yetişen 5-15 m boyunda, yaprak dökmeyen bir ağaç türüdür. Güneybatı Asya ile Güneydoğu Avrupa'da doğal olarak yetişir. Türkiye'de Giresun, Trabzon, Rize, Ordu ve Artvin civarında, yüksek dağlık bölgelerde doğal olarak bulunur. Yaprakları şeker, tanen, kalsiyum, oksalat, emülsin, prunasin ihtiva eder. Taze yapraklardan elde edilen taflan suyu, antikpazmodik ve öksürük dindirici, bulantı ve karın ağrılarını giderici olarak kullanılır. Fazla alınırsa zehirlenme yapar. Taze meyveleri yenir. Taze meyvelerin idrar söktürücü ve taş düşürücü etkileri vardır. Yaprakları ise gıdalara koku vermekte kullanılır.


• Karnabahar - Brassica oleracea. (Bitki türü): Turpgiller familyasından, çiçekleri etli ve tanecikli bir görünüşte olan, yaprakları lahana yaprağına benzeyen, sebze olarak kullanılan, iki yıllık otsu bir bitkidir. Kış sebzelerindendir. Yenen kısmı, henüz açmamış yoğun çiçek durumudur. Vatanı, Doğu Akdeniz bölgesidir. Yurdumuzda güzlük turfanda karnabahar, kışlık karnabahar ve mart karnabahar olmak üzere üç çeşidi vardır. Fosfor ve vitamin bakımından çok zengindir. Zihin yorgunluğunu giderir. Cinsel gücü arttırır. Sinirleri kuvvetlendirir. İdrar söktürür. Dalak hastalıklarına iyi gelir. Şeker hastalarına faydalıdır. Kalp hastalıklarında şikayetlerin azalmasına yardımcı olur.

 
• Karpuz - Citrullus lanatus. (Bitki türü): Kabakgiller familyasından tek yıllık bir bitki türüdür. İri top şeklindeki meyveleri tatlı ve suludur. Karpuz sıcak ve ılıman iklimde yetişir. Soğuklardan çok etkilendiği için yetişme evresinde don tehlikesi olmamalıdır. Karpuzun 88'i sudur. Ayrıca en yağlı meyve karpuzdur. 100 gr. dilimlenmiş karpuzun besin değerleri şöyle sıralanabilir: 26 kalori;0,5 gr. Protein;0,3 gr. Lif; 0 Kolestrol;10 mgr. Fosfor;7 mgr. Kalsiyum;8,5 mgr. Demir;320 mgr. Potasyum;590 IU  A  vitamini ve C vitamini; 180 mgr.


• Katalpa - Catalpa. (Ağaç türü): Bignoniaceae familyasının Catalpa cinsinden ağaç türleridir. Çiçekleri hoş kokuludur ve Haziran-Temmuz aylarında açar. Peyzaj alanında; park, yol ( alle ) ağacı kullanılabilir. Vatanı Kuzey Amerika'dır. 7-15 m kadar boylanabilirler.

          
• Katran ardıcı - Juniperus oxycedrus. (Ağaç türü): Çoğunlukla çalı, bazende 10 m'ye kadar boylanabilen herdem yeşil küçük bir ağaçtır. Akdeniz iklimine özgü bir bitkidir. Akdeniz yöresi, Kafkasya ve İran'da doğal olarak yayılmıştır. Keçiler filizilerini yemeyi çok sever. Çapı 30 cm, ulaşabilen bir ağaç olmasına karşın, keçilerin saldırıları nedeniyle çalımsı görünür. Dallardan elde edilen katran deri hastalıklarının tedavisinde kullanılır.

 
• Kavak - Populus. (Ağaç cinsi): Sögütgiller familyasından, Populus cinsini oluşturan hemen bütün taksonları ağaç halinde bulunan, iki evcikli odunsu bitkilerdir. Kavak ekimi ve üretimi Türkiye'de hemen hemen her bölgede yapılmaktadır. Her bölgenin doğal koşullarına bağlı kavak çeşitliliği vardır. Türkiye'nin en büyük kavak ormanları Samsun ili Terme ilçesindedir. Kanada'dan sonra dünyada ikinci yerdedir. Yeşilırmak ovasında yaşayan halkın geçim kaynaklarından en önemlisi kavak yetiştiriciliğidir. Terme'den bütün Türkiye'ye ve yurtdışına kavak ihracatı yapılmaktadır. Kalın çaplı kavaklar genelikle kaplama ve kontörplak endüstrisinde değerlendirilmektedir. Kibrit yapımında kavak odunu kullanılmaktadır. Ayrıca tersimat masaları, ambalaj sandıkları, kuru maddeler için fıçılar ile sunta ve yonga-lif levhalarının yapımında kavak odunları geniş ölçüde kullanılmaktadır.

 
• Kavun - Cucumis melo. (Bitki türü): Kabakgiller familyasından, sürüngen gövdeli bitki türü ve bu bitkinin iri meyvesidir. Olgunlaşmamış halide meyve olarak tüketilebilir ve bu haldeki meyvesine kelek denir. Bir yıllık otsu bir bitkidir. Süründen gövdesi metrelerce uzayabilir. Türüne ve çeşidine göre kalın kabuklu, iri meyvesinin içi etli, sulu ve bol meyvelidir. Anayurdu Orta Asya, İran ve Anadolu'dur. Türkiye'de yetişen başlıca türleri; Topatan, Hasanbey, Van kavunu, Altınbaş, Kızılırmak, Ankara kavunu, Kırkağaç (Manisa) kavunu gibi yerel tipleri yanı sıra pek çok yerli ve yabancı hibrit çeşitleri de kullanılmaktadır. Bol miktarda su bulundurmasının yanında A  ve C vitaminlerince de zengin bir besindir. Ayrıca iyot ve krom gibi mineralleride içinde barındırır.

 
• Kayın - Fagus. (Ağaç cinsi): Kayıngiller familyasını Fagus cinsinden değerli, kışın yapraklarını döken orman ağaçlarıdır. Meyvelerin tohumu yağlıdır. Mobilya, kontraplak, araba, parke, ayakkabı kalıbı, ambalaj sandığı, oyuncak, sandal ve fırın kürekleri, alet sapları, iş ve marangoz tezgahları, maden direği, yakacak odun gibi. Türkiye'de doğal olarak iki türü bulunur. Bunlar Doğu kayını ve Avrupa kayınıdır.

 
• Kayısı - Prunus armeniaca. (Ağaç türü): 2-10 m yüksekliğinde, dikensi ve tüysüz bir ağaçtır. Kayısı çoğrafik olarak dünyanın hemen hemen her yerine dağılmış olsa da daha çok Akdeniz'e yakın olan ülkelerde Avrupa, Orta Asya, Amerika ve Afrika kıtalarına yayılmış ve burada yetişme alanları bulmuştur. Dünya yaş kayısı üretiminde Türkiye birinci sıradadır. İspanya, İtalya, Birleşik Devletler Topluluğu, İran, Fransa, Yunanistan ve ABD izlemektedir. Bu birinci grup ülkelerin yaş kayısı üretimleri 100 bin tonun üzerindedir. Birinci gruba Fas, Pakistan, Suriye, Çin, Güney Afrika, Macaristan, eski Yugoslavya, Romanya,  Avustralya takip etmektedir. Türkiye'de 6 kayısı bölgesi bulunmaktadır. Bunlar; Malatya, Baskil, Elazığ, Erzincan bölgesi, Kars, Iğdır bölgesi, Akdeniz (Mersin, Mut, Antakya) bölgesi, Marmara Bölgesi, Eğe Bölgesi, İç Anadolu Bölgesi'dir. Bu bölgeler içerisinde Malatya dışındaki bölgelerin üretimleri sofralık tüketime yöneliktir. Malatya kayısısı, Türk ekonomisinin en önemli ihracat kalemlerinden biridir. Kayısı çekirdeğinin kabukları aktif karbon üretiminde, metal yüzeyi temizlemede, alternatif enerji kaynağı olarak fırınlarda kullanılmaktadır. İçi ise kuruyemiş sanayinde veya yağı alınarak kozmetik ürünü olarak kullanılır. Kayısı çekirdeği içinin halen kansere karşı kullanılabilirliği araştırılmaktadır ve bazı kanser ilaçlarında kullanılmaya da başlanmıştır. Kayısı taze ve kuru olarak yenilebileceği gibi reçeli ve kompostosu da yapılabilir. A, B, C ve P vitamini açısından zengin olan kayısı aynı zamanda bol miktarda demir içerir. Ayrıca magnezyum, kalsiyum, fosfor, kükürt, bakır, krom ve manganez mineralleri açısından da zengindir.

  
• Kazdağı göknarı - equi-trojani. (Ağaç türü): Çamgiller familyasından, Türkiye'de yalnızca Kazdağı'nda yetişen endemik bir göknar alt türüdür. 30 m'ye kadar boylanabilir. Tomurcukları bol reçinelidir. Yerli ormanlık ve Açık alanlarda ayrıca, mobilya ve kereste yapımında kullanılır.

 
• Keçiboynuzu - Ceratonia siliqua. (Ağaç türü): Baklagiller familyasından olup Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü yerlerde doğal olarak yetişen ve baklaları (meyveleri) yenen, herdem yeşil çalı ya da ağaç formunda olan bir bitki türüdür. Uzun ömürlü ve boyu 10 m olan maki türü bir ağaçtır. Ağaç meyvesinin mezokarpı (orta tabakası), taze iken yumuşak ve tatlıdır. Her bir meyvenin içerisinde on beş kadar sert kabuklu yassı tohumlar bulunur. Tohumlar Trigosol adı verilen  bir madde içerir. Akdeniz kıyılarında Kıbrıs adası, Libya ve ABD'nin Kaliforniya bölgesinde bulunur. Türkiye'de Antalya'nın Alanya, Manavgat, Gazipaşa ilçeleri ile Mersin'in Anamur, Erdemli, Bozyazı, Aydıncık, Gülnar ve Silifke ilçeleri ile Muğla'nın Marmaris ve Datça ilçeleri dolaylarında küçük veya büyük gruplar halinde yetişmektedir. A, B ve E vitaminleriyle fosfor ve yüksek oranda çinko içerir. Keçi boynuzu meyveleri öksürük ilaçlarında kullanılır. Çiğneme tütününe tat vermek için katılır. Keçiboynuzu meyvesinden pekmez de yapılır. Tohumlarından elde edilen balsam tekstil endüstrisinde apreleme için kullanılır. Ayrıca çikolata imalatında tatlandırıcı olarakta kullanılır. Afrodizyak özelliğiyle cinsel gücü arttırdığına da inanılmaktadır. Meyveleri taze ve kuru olarak tüketilebildiği gibi yaprakları ve dalları kullanılarak keçiboynuzu çayıda yapılabilir.

 

Kenger - Gundelia Tournefortii (Otsu Bitki Türü): Papatyagiller familyasından 40-50 cm yüksekliğinde, tüylü çok yıllık, sütlü, dikenli bir otsu bitki türü. Sakız otu olarakda bilinir. Gövdeleri basit veya az dallı, kısa ve kalındır. Yapraklar derimsi, damarlı beyazımsı tüylü, gövdedekiler sapsızdır. Çiçekler morumsu-kırmızı renklidir. Baş kısmı olgunlukta sarımsı-yeşil renk alır ve dikenler hariç 1 cm kadar uzunlukta olup serttir. Türkiye'de yetiştiği yerler: Orta Doğu, Güneydoğu Anadolu, Akdeniz Bölgesi ve Ege Bölgesinde sıklıkla görülür. Halk tarafından kenger genelikle taze dallarının kabukları soyularak tüketilir. Gövdenin kesilmesi ile çıkan sütten kenger sakızı hazırlanır. Akdeniz bölgesinde olgunlaşan başlar kavrulup öğütülerek kenger kahvesi yapılır.

Kenger Otunun Bilinen Yararları: Kramp çözücüdür. Hazımsızlığı giderir. Sinirleri güçlendirir. Migrene karşı faydalıdır. İyi bir kan temizleyicidir. Terletir ve vücuda rahatlık verir. Kenger sakızı çiğnenirse iştahı açar. Damar tıkanıklığını önlemeye yardımcı olur. Dişleri temizler ve diş etlerini kuvvetlendirir. Antioksidan etkileri ile cilt ve prostat kanserine karşı koruyucudur. Karaciğer iltihabı dahil, aşırı alkol ve bazı ilaçların neden olduğu safra yolu iltihabı, siroz ve kronik karaciğer hastalıklarında olumlu katkılar sağlar. Soğuk kış günlerinde ya da fazla rüzgarlı ve cereyanlı ortamlarda bulunan insanlarda sıkça rastlanılan bir durum olan yüz felcini önlemede oldukça yararlı.

Kenger Otu Nasıl Kullanılır: Kenger otunun köklerinden elde edilen Kenger Sakızı kullanılır. Bunun dışında Kenger otu, sebze olarak kullanılabileceği gibi meyveleri kavrulup toz haline getirilerek kahve olarak da kullanılabilir. Ayrıca salamurasıda yapılır.

Kenger Yemeği Tarifi; Bahar aylarında toplanıp kurutulan kengerler 1-2 saat kadar suda kaynattıktan sonra iyice yumuşatılır. Siyah yerleri ve dikenleri temizlenir. Bol soğuk suda yıkanır. Daha önceden haşlanmış barbunyası ve kengeri de ilave edilerek biraz da su konarak pişirilir.

 
• Kestane - Castanea. (Ağaç cinsi): Kayıngiller familyasından,Castanea cinsini oluşturan ağaçların ve bu ağaçların yenilebilen tohumlarına verilen addır. Yaprak döken bazen çalı formunda olan orman ağaçlarıdır. Tohumları Güney Avrupa ile Güneybatı ve Doğu Asya'da yaygın olarak tüketilmektedir. Orta çağlarda Güney Avrupa'da yeterli buğday ununa sahip olmayan orman toplukları temel karbonhidrat kaynağı olarak tamamen kestaneye  bağlı kalmaktaydılar. Kestane ülkemizde en çok Aydın ilinde yetiştirilmektedir ve buradan hasat edilen kestaneler, iç pazarda ve dış pazarda ihracatı yapılmaktadır. Özellikle Aydın ilinden ihraç edilen kestaneler çok kaliteli olup, Bursa ilimizde kestane şekeri adıyla bilinen bir tatlı çeşidi olarak imal edilmektedir. Bazı çörek, kek ve pasta çeşitlerinde ve başta  Fransız  mutfağı ve birçok Kuzey Yarım Küre ülkesi mutfağında vazgeçilmez bir unsur olan kestane etli yemeklerin hazırlanmasında, çeşitli salatalarda lezzet arttırıcı olarak yer almaktadır. Tohumlar (kestane meyvesi) ateşte közlenmiş, haşlanmış ya da suda kaynatılmış, fırınlanarak veya  sobaların üstünde közlenerek tüketilebilir. Yenilebilir nitelikte taze kestane başta nişasta ve çeşitli şekerler olmak üzere iyi kalitede sindirilebilen lifli maddeler, protein, düşük oranda yağ, çeşitli mineral maddeler B1, B2 ve C vtamini içermektedir. 100 gr yenilebilir kestane ortalama olarak 160 kcal enerji sağlamaktadır. Kestane doğada tamamen doğal şartlar altında yetiştirilen, tarımsal ilaç, suni gübre kullanılmayan organik tarım ürünüdür.


• Kıbrıs sediri - Cedrus brevifolia. (Ağaç türü): Çamgiller familyasından, doğal olarak kıbrısta yetişen bir sedir türüdür. 15 m'ye kadar boylanır. İğne yapraklar mavimsi yeşil renklidir. Kozalakları silindir şeklinde ve 7-8 cm uzunluktadır. Yaşlanınca tacı dağılır ve şemsiye şeklini alır.

 
• Kızılcık - Cornus mas. (Bitki türü): Kızılcıkgiller familyasından bir ağaç türüdür. En fazla 5-8 m boy yapar. Kızılcık meyvelerinin tadı ekşi olup, taze ya da kurutulmuş olarak tüketilebildiği gibi tarhana, hoşaf, reçel ve maremelat yapımında da kullanılmaktadır. Odunu lifli olup çok esnek ve dayanıklıdır, yoğunluğu fazla olduğundan suda batar. Baston ve sopa yapında kullanılır. Kabuğundan boya, yapraklarından tanen elde edilir. Bahçe ve parklarda süs bitkisi olarak yetiştirilir. Kızılcık meyvesi suda ilave edilmiş suda kaynatılıp kapalı kaplarda uzun süre saklanabilir ve yemek arasında içecek olarak tüketilebilir. Kızılcığa Anadolu'nun bazı bölgelerinde ergen, eğren, kiren veya kiran ismide verilir.

 
• Kızılçam - Pinus brutia. (Ağaç türü): Çamgiller familyasından, Doğu Akdeniz Havzasına özgü, elverişli yetişme ortamlarında 25 m'ye kadar boylanma yapabilen bir çam türüdür. Akdeniz ikliminin müşir türlerinden olup tipik bir ışık ağacıdır. Genel coğrafi yayılışı Doğu Akdeniz havzası ve özellikle Türkiye topraklarıdır. Türkiye'de en geniş yayılışını Ege, Akdeniz ve Marmara Bölgeleri'nde yapmaktadır. Kalın dallı odunu değerli olmamakla birlikte, traves olarak dış ülkelere satıldığı gibi, bir çok yerel gereksinimlerde ve özellikle ambalaj sanayinde çok kullanılır. Ayrıca ülkemizin reçine üretiminin 95'ine yakını bu türden yapılır.

 
• Kiraz - Prunus avium. (Ağaç cinsi): Gülgiller familyasından, Giresun, Güney Kafkasya, Hazar denizi ve  Kuzey Doğu Anadolu'da doğal olarak bulunan meyve ağacıdır. Kiraz yetiştiriciliği ve üretimi olarak Afyonkarahisar ili Sultandağı ve Çay ilçeleri, Konya Ereğli yöreside çok meşhurdur. Tescilli  ve marka değerli bir üretim yapısı oluşturulmakta ve dış ticarette önemli bir pay olan ihracat yapılmaktadır. Meyvesi taze olarak yenir. Hoşaf, reçel ve konservesi yapılır. Kiraz kabuğu kabız ve ateş düşürücü, çiçekleri göğüs yumuşatıcı, yaprakları ise mushil olarak kullanılmaktadır. Ayrıca Giresun ilinde kiraz kavurma adıyla yemeği yapılmaktadır. Kirazda A, B1, C vitaminleriyle bol miktarda madeni maddeler ve mineraller vardır. 20 adet kirazda 12-25 miligram arasında antosiyanin bulunmaktadır, bu da bir aspirinden on kat daha etkilidir.

  
• Kivi - Actinidia . (Bitki türü): Asma benzeri odunsu bir tırmanıcı bitki türü olan Actinidia deliciosa'dan ve A. deliciosa ile diğer Actinidia türleri arası melezlerden elde edilen kültivar grubundaki bitkiler ile bu bitkilere ait yenilebilir meyvelerin ortak adıdır. Kökeni Doğu Asya (esasen Çin ) olan kiviler çok yıllık bitkilerdir ve meyveleri bol miktarda C vitaminin yanısıra A, B1, B2 vitaminleri, kalsiyum, fosfor, demir içermektedir. Türkiye'ye 1988 yılından sonra girmiş olup Marmara, Ege ve Karadeniz bölgesinde üretilmektedir. Günde 1 tane kivi yiyerek vücut ve cilt sağlığınızı koruyabilirsiniz. Kivi başlıca reçel, dondurma, pasta, tart, keşkül, bisküvi, kivi konsantre, meyve suyu gibi gıda alanlarında ve el kremi, vücut ve saç şampuanı, cilt kremi yapımında da kullanılır.

 
• Koca yemiş - Arbutus unedo . (Bitki türü): Fundagiller familyasından, meyveleri yenen bir çalı türüdür. 5-10 m boylarında olmasına karşın nadirende olsa 15 metreye uşlaşan türlerine rastlanmaktadır. Aynı zamanda çilek ağacı adıyla da bilinmektedir. Türkiye'de Marmara, Ege Akdeniz ve Karadeniz bölgesindeki makilerle birlikte bulunur. Kocayemiş C vitamini ve tanen içermektedir. Tanene, kabız yapıcı ve mikrop öldürücü özelliğe sahiptir. İdrar yolu iltihaplanmalarına karşı faydalıdır. Kurutulmuş yaprakları kaynatılarak içilmektedir. Meyve uzun zaman sapında durabilmekte ayrıca mayhoş bir tadı vardır ve yenilebilir. Reçel marmelat ve jöle  hatta parfüm yapımında da kulanılır.

 
• Kökboyasıgiller - Rubiaceae. (Bitki familyası): Gentianales takımına ait bir familya olup, Kozmopolit bir familya 500 cins ve 6000 kadar tür ihtiva eder. Türkiye'de 10 cins ve 170 kadar türle temsil edilir. Ağaç çalı ve otsu bitkilerdir.

 
• Krizantem - Chrysanthemum. (Bitki türü): Papatyagiller familyasına bağlı yaklaşık 30 tür barındıran, otsu yıllık bitkiler olan ve  türleri yaklaşık 50-150 cm yüksekliğindedirler. Krizantem türleri bazı Lepidoptera türlerinin larvaları tarafından yiyecek olarak tüketilir. Kesme çiçekçilikte çok tercih edilen krizantem çiçekleri genellikle aranjman süslemeleriyle  müşterilerine ulaşır.

 
• Kuşburnu - Rosa canina. (Bitki türü): Avrupa, Kuzeybatı Afrika ve Batı Asya'da yetişen bir tür bitkidir. İçi tüylüdür ve çok sayıda tohumu vardır. Sonbaharda olgunlaşır. C vitamini açısından dünyanın en zengin meyvesidir. Taze olarak tüketildiği gibi kurutularak da kullanılır. Çayı ve marmelatı yapılır. Yabangülü, it burnu, itgülü, gülelması, gül burnu, yiric gibi adlarla da bilinir. İnsanların geçimini sağlamak için kullandıkları bir ticaret metaıdır.

Yorum

e-Mail adresiniz yayınlanmayacaktır. Lütfen * işaretli alanları doldurunuz.

*